Ay ışığında dans eden balık, minik ve parlak gözleriyle her gece gökyüzünü süzerdi. Gündüzleri saklanıp gece ay ışığı altında dans etmeyi seven bu balık, bir masal kahramanıdır. O her gece ay ışığına hayranlıkla bakar ve suyun altından yüzeyine doğru çıkar, ayın etrafında bir gölge oyunu başlatır. Bu dansı sırasında etrafında parıldayan minik balıklar da ona eşlik eder. Her gece bu sahne tekrarlanır ve bu düzen hiç bozulmaz.

Ay ışığında dans eden balığın bir sırrı vardı. O, aslında bir prensti ve bir lanet sonucu balığa dönüşmüştü. Ancak kimsenin bu sırrı bilmesine imkan yoktu. Çünkü o, dışarıdaki dünya ile hiçbir iletişim kurmaz, sadece geceleyin ay ışığı altında dans ederdi. Ancak bir gece bir kız balığın dansını gördü ve onunla tanışmak istedi.

Kız ve ay ışığında dans eden balık tanıştılar. Kız balığın sırrını öğrendi ve ona yardım etmek istedi. Ancak bu kolay olmayacaktı. Çünkü balığı insan formuna döndürebilmek için ayın tam olduğu bir gece, ayın altında bir dans yapmaları gerekiyordu. Kız, balığın bu durumunu düzeltmek için büyük bir azimle çalıştı.

Büyük dans gecesi geldiğinde, kız ve ay ışığında dans eden balık her şeyi hazırladılar. Kız, balığın su üzerinde dans edebilmesi için büyük bir balon getirdi. Balık balonun üzerinde dans ederken, kız da ay ışığına doğru dans etti. İkisi de öyle güzel dans ediyordu ki, ay bile onları izlemek için daha parlak hale geldi.

Mutlu son, her masalın olmazsa olmazıdır ve bu masal da mutlu sonla bitti. Ay ışığında dans eden balık, dansı tamamladığında, bir anda parlak bir ışık çıktı ve balık, bir prens olarak karşımıza çıktı. Kız ve prens birbirlerine sarıldılar ve birlikte yaşayacakları bir hayatın hayalini kurmaya başladılar.